Bölüm 7: Kullanıcı üretimi içeriğin insan hakları ve savaş suçları araştırmalarında kullanılması
2014 yazının başlarında Af Örgütü'ne, Nijeryalı askerlerin Boko Haram destekçisi olduğundan şüphelenilen kişilerin boğazını kestiğini ve sonrasında bir toplu mezara gömdüğünü gösteren bir video ulaştı. Bölgede ve YouTube'da oldukça yayılan video, Nijeryalı askerlerin savaş suçu işlediğini gösteriyordu. Ancak bir sonuca varmak amacıyla video analizi ve saha araştırmasını da kapsayan geniş çaplı bir inceleme yaptık. İnceleme, Af Örgütü'nün olayla ilgili şu bulgularıyla sonuçlandı.
Bu olay, kullanıcı üretimi içeriğin derinlemesine araştırmalara nasıl katkı sağlayabildiğine dair güçlü bir örnek. Ayrıca daha derine inip standart kullanıcı üretimi içerik doğrulamasıyla elde edilen temel olguların ötesine geçmenin önemini de gösteriyor. Bu, insan hakları araştırmaları için özellikle önemli. Kullanıcı üretimi içerik yalnızca ihlalin yeri ve zamanını belirlemeye değil aynı zamanda sorumlu kişi veya birimlerin (bağlantı delillerinin) tespit edilmesine de yardımcı oluyor veya suçun işlendiğini kanıtlayan önemli bir suç delilini gösterebiliyor.
İnsan hakları ve savaş suçları araştırmaları ile haber yapmak arasında farklılıklar olsa da hem kullanılan doğrulama araçları hem de kullanıcı üretimi içeriği kullanmanın yararları açısından büyük bir örtüşme de söz konusu. İngiltere'de yayın yapan Channel 4, Nijerya'nın kuzeydoğusundaki ihtilafla ilgili, büyük ölçüde aynı kullanıcı üretimi içeriği temel alan bir araştırma yaptı.
İnsan hakları araştırmalarında ilkeler
Çok sayıda kullanıcı üretimi içerik, büyük bir haber değerine sahip olsa da insan hakları örgütleri tabii ki öncelikle bu içeriklerin ispat değeleriyle ilgileniyor. Bir insan hakları araştırmasında, ihlalleri veya suistimalleri belirlemek için toplanan bütün olguları ilgili insan hakları normları ve yasalarıyla (insan hakları, mülteci hakları ve ceza hukuku gibi) ile karşılaştırıyoruz. Sonuç olarak benim gibi kullanıcı üretimi içeriğe bakan bir analistin, ilgili ülke, politika ve hukuk konusundaki uzmanlardan oluşan bir ekibin parçası olması gerekiyor.
Nihai amacımız, çalışmalarımızın uluslararası bir soruşturmanın tesisine veya şüpheli bir failin ithamına katkı sağladığında olduğu gibi, pozitif bir insan hakları etkisi yaratmak. Bugün tanıkların ifadeleri, resmi belgeler, uydu görüntüleri ve kullanıcı üretimi içerik gibi çeşitli delillerin birleşimiyle en iyi sonuçları alıyoruz.
Bu durum; belli bir ülke konusunda uzmanlığa ve sahada güvenilir irtibatlara sahip araştırmacılar ile spesifik bir bölge veya ülkeye dayanarak değil uydu görüntüleri veya kullanıcı üretimi içeriğe dayalı analiz sunabilen uzman analistlerin işbirliğini gerektiriyor.
Bazı vakalarda inceleme sırasında bir delil, toplanan bilgilerin bazılarını destekleyemeyebiliyor; örneğin, uydu görüntüleri, görgü tanıklarının büyük bir toplu mezar olduğuna dair iddialarını desteklemiyor. İhtiyatlı davranıp olguları açıklama veya ihlallerin açıklanması konusunda kendimizi tutuyoruz.
Çeşitli uzmanlar arasındaki bu yakın işbirliği, kamerayla kaydedilmiş tek bir olaya dayanabilen savaş suçu araştırmalarının ötesine geçildiğinde çok daha yararlı hale geliyor. Örneğin insanlık suçları, bir devlet veya örgütsel politikanın parçası olarak sistematik ve yaygın olmasıyla karakterize edilir. Yalnızca kullanıcı üretimi içeriğe dayalı araştırmanın, böylesine karmaşık (hukuki) bir tespitte bulunulmasını sağlayabilmesi güçtür. Genellikle, yalnızca spesifik bir olayın anlık bir görüntüsünü sunarlar. Ancak aşağıdaki örnekte görüleceği gibi araştırmalarda önemli bir rol de oynayabilir.
Kameraya çekilen savaş suçları
2014’te Af Örgütü, Nijerya’nın kuzeydoğusunda tırmanan ihtilaftan gelen onlarca video ve görüntüyü inceledi. İnsan hakları örgütleri ve haber kuruluşları, Boko Haram’ın ülkedeki suistimallerini kapsamlı bir şekilde belgelendirdi. Ancak bu içerik özellikle ilginçti çünkü büyük çoğunluğu, Nijerya silahlı kuvvetlerinin ve devlet destekli milis gücü Sivil Ortak Görev Gücünün (CJTF) ihlallerini gösteriyordu.
En yararlı içerik, 14 Mart 2014’te Boko Haram’ın, Borno eyaletinin başkenti Maiduguri’de Giwa askeri kışlasına saldırdığı olaylara dairdi. Saldırı, Boko Haram tarafından propaganda amaçlı olarak kameraya alındı ve YouTube'da paylaşıldı. Olay birkaç yüz tutuklunun kaçmasıyla sonuçlandı. Yetkililerin tepkisi yalnızca şoke edici olarak tanımlanabilir: Birkaç saat içinde Nijerya silahlı kuvvetleri ve CJTF, çoğu geri yakalanan tutuklulardan oluşan 600'ün üzerinde kişiyi, kamerada görülür şekilde, yargılamadan infaz etti.
Birkaç aylık kapsamlı araştırma, Nijerya silahlı kuvvetlerinin davranışının rahatsız edici tablosunu ortaya koymak için farklı video ve fotoğrafları birleştirmemize olanak sağladı. Örneğin cep telefonuyla çekilen düşük çözünürlüklü bir video, bir askerin silahsız bir adamı sokağın ortasına sürüklediğini ve bir ceset yığını yanında infaz ettiğini gösteriyordu.
Önce standart içerik analizi yaptık. Bu analizde, sokak ve cadde lambaları, binalar ve bitkilerle ilgili belirleyici özellikler ile videoda görünen insanlara ilişkin, kıyafet ve askeri ekipman gibi ayrıntılar belirlendi. Videoyu kare kare incelemek bu süreçte yardımcı oldu. Sonrasında coğrafi özellikler, bölgenin Google Earth’teki uydu görüntüleriyle karşılaştırıldı. Bu çalışmaya dayanarak bir milyon civarında kişinin yaşadığı büyük bir şehir olan Maiduguri içindeki muhtemel konumu tespit etmek mümkündü.
Birkaç ay sonra hem açık kaynak hem de doğrudan yerel kaynaklardan toplanan ilave fotoğraflarla, olayın daha kapsamlı ve çok daha endişe verici bir tablosu çizildi. Örneğin, en az iki kurbanın elleri arkadan bağlanmıştı. Elimizdeki fotoğrafların bazılarının aslında coğrafi olarak etiketlenmiş olması da dikkat çekiciydi. Bunu, fotoğraftaki üst verileri incelemek için bir EXIF okuyucu kullanarak tespit ettik. Konumla ilgili bu veriler, ilk videonun içerik analizinde tespit ettiğimiz köşe başıyla tam olarak eşleşti.
Aynı güne ait diğer videolar, başka bir savaş suçuna işaret eden çok daha korkunç bir manzarayı belgelendirdi. Söz konusu videolar, bu bölümde daha önce ayrıntılı olarak bahsedildiği gibi, bazı silahsız adamların öldürülmesini gösteriyor. Bu videolar, kullanıcı üretimi içeriğin geleneksel inceleme yöntemleriyle birleştirildiğinde uzun vadeli araştırmalarda ne kadar güçlü bir araç olabileceğinin birebir örneği.
Askerler ve kurbanların üzerindeki ayırt edici işaretleri veya yeri, zamanı veya tarihi gösterebilecek herhangi bir şeyi tespit edebilmek amacıyla içerik analizi yapmak için videoyu yavaşlattık. Bu, iki önemli ayrıntıyı ortaya çıkardı: üzerinde Nijerya’nın kuzeydoğusundaki askeri operasyonun adı olan “Borno State: Operation Flush” yazılı siyah, kurşun geçirmez yelek giyen bir asker ve bir anlığına silahtaki bir kimlik numarası (“81BN/SP/407”) göründü. Tam konumu tespit etmek için kullanılabilecek hiçbir ayırt edici coğrafi özellik görünmedi.
Videodan elde edilen ayrıntılar. Karelerin, görüntüleme amacıyla kesilip düzeltildiği göz önünde bulundurulmalıdır. Sağdaki karede, silah üzerindeki kimlik numarasını vurgulamak için renklerle oynanmıştır..
Af Örgütü daha sonra, tarih ve Maiduguri’nin dışındaki genel konum da dahil olmak üzere olayı bağımsız olarak doğrulayan bazı askeri kaynaklarla görüştü. Af Örgütü'nden bir araştırmacı, bölgede saha görevindeyken gerçek video dosyalarını elde etmeyi de başardı. Bu, sosyal medya siteleri genellikle yükleme süreci sırasında üst veriyi değiştirdiğinden veya kaldırdığından çevrimiçi içerikle mümkün olmayan bir üst veri analizi yapmamıza olanak sağladı.
Veriler, görüntünün 14 Mart 2014’te oluşturulduğunu destekledi. Orijinal dosyaların elde edilmesi genellikle, içeriği bizzat veya e-posta üzerinden paylaşabilecek (kriptolu olması ideal) iyi kurulmuş yerel temaslar ve ağlar yoluyla mümkün oluyor. Twitter veya diğer kamusal platformlar üzerinden yerel kaynaklarla irtibat kurabilen bilgili ve sezgili haber servisi araştırmacıları ve gazeteciler, güvenli olmayan ortamlardaki kaynaklardan bu tür hassas görüntüleri istemenin risklerini göz önünde bulundurmalıdır.
Bu olayda iki kaynak, faillerin, Borno eyaletinde faaliyet gösteren 81. Tugay’dan olabileceğini ve silahın kimlik numarasının bu tugayın bir “Destek Şirketi”ne işaret ettiğini belirttiler. En önemlisi de isminin açıklanmaması gereken bazı kaynaklar, bundan ayrı olarak, söz konusu spesifik silahın çalıntı olarak bildirilmediğini ifade ettiler ki bu da Nijeryalı yetkililerin, aslında bu kişilerin çalıntı ekipman kullanan hırsızlar olduğu yönündeki öngörülebilir cevabını saf dışı bırakıyor.
En dramatik görüntü hakkında kamuoyuna yapılan ilk açıklamanın ardından Af Örgütü, ifadeler gibi geleneksel araştırma yöntemlerini yukarıda ayrıntıları verilen uydu görüntüleri, video görüntüleri ve fotoğraflarla bir araya getirerek incelemesini birkaç ay daha sürdürdü. Söz konusu kullanıcı üretimi içerik, incelemede varılan hem Boko Haram hem de Nijerya silahlı kuvvetlerinin insanlık suçu işlediği sonucunu desteklemiştir. Ayrıntıları verilen ihlaller uluslararası hukuk kapsamında suç olduğu ve bu yüzden evrensel hukuka tabi olduğu ve de Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yetki alanına girdiği için bu bulguların ciddi sonuçları olabilir.